trabzon'a gittik bu yaz, babamla sabah uyandığımızda dışarı çıkıp orman havasını içimize çekiyorduk. bi de babam bu arada uzakta deniz denen şeyi izliyordu hep..
köyde eylül için kurulan salıncağa ben talip oldum he he..
yayla evinde eylül ile birlikte tüm tabakları yaladık :)
burası karadağ yaylası. bir geceliğine raife teyzemlerle birlikte yaylaya çıktık. çok soğuktu burası. annemler hemen sobayı yaktılar..
işte burası annem'in köyü.. her yerde böğürtlen, karayemiş, karadut gibi tadına daha önce bakmadığım meyveler vardı. annem ve babam dallarından koparıp bana yedirdiler onlardan..
köy havası dedikleri buymuş..
her yerde ilgimi çeken bir şey bulmam zor olmadı..
samsun'da mola vermiştik bir gece, trabzon'a giderken. o gece annem ve babam beni sahilde gezintiye çıkardılar. hayatımda ilk kez deniz denen şeyi gördüm..
gözümü dalgalardan alamadım hiç...
her şey iyide şu flaş denen şeye hiç bakamıyorum..
bu arada, dışarı çıkarken fotoğraf makinemizi unutmuşuz her seferinde. bu yüzden babam bu fotoğrafların hepsini cep telefonu ile çekmek zorunda kalmış, idare etsinler bu seferlik diyo ;)